Doğanın fısıldadığı bir akşamdan…
Doğanın fısıldadığı bir akşamdan… Bambu ormanlarının kıyısında, güneş yavaşça batarken, altın ışıklar yaprakların arasından süzülüyordu. Hafif bir rüzgâr, yaprakların arasından geçerken o tanıdık sesi getirdi kulağıma. Bir sıcaklık, bir huzur… İşte tam bu anda, doğanın bize sunduğu kokularla tanıştık. Onları biz yaratmadık; sadece keşfettik.
O an vanilyanın sıcak nefesi yükseldi havaya. Güneşin son ışıkları gibi yumuşak, kalbe dokunan, sarmalayan bir sıcaklık... İçimizi ısıtan bir tanıdıklık.
Ormanın kalbine doğru yürüdükçe, sandal ağacının derinliği karşılaştı bize. Zamanın yavaş aktığı bir alan, toprağın ve ağacın köklere fısıldadığı o eski bilgelik… Sessiz ama güçlü.
Yolun sonunda, doğanın bize sunduğu karamelin tatlı izi kaldı geride. Bir an, bir tebessüm, bir anıya dönüşen o tatlılık… Hafızada kalan bir iz gibi.
Ama tam o sırada, narın taptaze kokusu canlandı havada. Yeni başlangıçların, tazelenmenin habercisi gibi. Tüm kokuların ardından gelen taze bir umut…
Solenna, doğanın bize sunduğu bu eşsiz anın, bize fısıldadığı kokuların bir armağanı. Biz yalnızca bu anı yakaladık… ve sizinle paylaştık.