Kafkas Breeze
Doğanın en yüksek noktasında doğan, içe işleyen bir serinlik...
Başlangıç – Gökyüzünün Sessizliği
Gökyüzü ne kadar geniş olabilirdi, bir insan ne kadar sessizleşebilirdi bilmiyordum. Ama o sabah, Kafkasya’nın yüksek ovalarından birinde yürürken, içimde sadece hava vardı. Dolu dolu, serin, ferah bir hava… Uzakta kimse yoktu. Sadece çıplak toprak, ince otlar ve bir köşeden ansızın gelen o koku...
İlk Nefes – Limonun Cesareti
Limon. Parlak, uyanık, cesur. Doğanın içinde ansızın beliriveren bir nefes gibi. O an, bu canlı ve taze kokuyla birlikte zihnim açıldı, duyularım keskinleşti.
Derinlik – İrisin Zarafeti
Limonun ardından başka bir ton karıştı havaya. Daha derin, daha zarif, ama bağırmadan kendini belli eden bir çiçek: iris. Bir dağın yamacında açmış gibi; sessiz, kendinden emin. Tüm sadeliğiyle oradaydı.
Tatlılık – Ylang-Ylang’in Fısıltısı
Gözlerimi kapattım. Rüzgâr hafifçe esip geçerken, tatlı bir sıcaklık taşıdı: ylang-ylang. Ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir dost gibi, yumuşacık bir fısıltıyla ruhuma dokundu.
Son İz – Bergamotun Gölgesi
Ve sonra, havada asılı kalan bir gölge gibi bergamotun keskin ama kısa izi… Hemen geçti, ama hissi kaldı. O an fark ettim, bu yürüyüşte hafifleyen bedenim değil, zihnimdi.
Huzurun Tanımı – Kafkas Breeze
İşte bu koku, doğanın içinde yürürken, ruhun içinden geçen bir esinti gibi doğdu: Kafkas Breeze. Temiz, sakin, zarif. Ne tenine bağırır, ne kaybolur. Sadece seninle yürür, seninle kalır.
Son Söz – Élisé Kafkas Breeze
Doğanın en yüksek noktasında doğan, içe işleyen bir serinlik. Her nefeste hafiflik, her adımda zarafet. Élisé – Kafkas Breeze ile, ruhunu yavaşlatan, zihnini tazeleyen bir yolculuğa çık.